Bir seneyi daha ardımızda bırakıyoruz ve hem global hem de yerli oyun sektörü olarak hareketli bir yılı daha atlatmanın -birazcık da haklı- gururu var üzerimizde. Pandemiden hemen hemen tüm sektörler olumsuz yönde etkilenirken dünyayı saran bu ateş hattının içerisinden tıpkı bir anka kuşu misali daha da güçlenerek çıkmayı başaran oyun sektörü için işler, sektörün yakın takipçilerinin ve paydaşlarının bileceği üzere epeydir bir hayli iyi gidiyor. Pandemi döneminde tüm dünya evlerine kapanmışken hem sosyalleşmenin, hem de eğlenmenin en güvenli yolu olan oyunlara rağbet de haliyle arttı. Bu dönemde Türk oyun sektörü de yaptığı ciddi atılım ile hem ülke ekonomisindeki lokomotiflerden biri olmayı başardı, hem de ortaya hacminin boyutlarını gözler önüne seren işler koydu. Yalnızca 2022 yılının ilk 6 ayında yapılmış yatırımların dahi 2020 ve 2021 yıllarını katladığını düşünecek olursak ve bunun üzerine bir de bu süreçte ülkemizde en çok yatırım alan ikinci sektörün yemek ve market teslimatının ardından oyun sektörü olduğu gerçeğini elimizde tutarsak sektör olarak önümüzde daha da hareketli günlerin olduğunu öngörmek hiç de zor değil.
Bağımsız Treni Kalkıyor
Önümüzdeki yıla kısacık bir bakış atmamız gerekirse daha şimdiden 2023 yılında çıkışını gerçekleştirmeyi planlayan 105 yerli yapımın bizleri beklediğini görüyoruz. Üstelik henüz sene başlamış bile değil. Yani bunların içerisine şimdiden tahmin etmesi güç bir oranda yeni oyun ekleneceğini de göz ardı etmemek gerek. Son yıllarda bağımsız geliştiricilerin online satış platformlarının da etkisi ile seslerini daha da gür duyurmaya başladıklarını biliyoruz. Bahsi geçen ve şimdilik sayısı 105 olan bu yerli yapım oyunların da tamamı bağımsız geliştiriciler tarafından açıklanan ve üzerinde çalışılan projeler. Bu noktada zaten gözler önünde olan bir gerçeği de yeniden hatırlatmak gerekli. Ülkemizin bu konudaki potansiyeli ve halihazırda ortaya konulan işler göz önüne alınırsa oyun sektörünün sıradaki Polonya’sı olmamamız için önümüzde hiçbir engel yok.
Ancak bu noktada elbette önümüzde bazı engeller de yok değil. Üstelik bu engellerin kimi hiç de küçük sayılmaz. İşin aslına bakılacak olursa sayı olarak gerçekten etkileyici bir noktadayız fakat şapkayı önümüze alıp düşündüğümüzde bu oyunlardan kaçının adını biliyor, duyuyor veya konuşuyoruz? Sayıları yüzü aşan proje içerisinde belki birkaç tanesinin ismi kulaklarımıza çalınıyor. Bu noktada acaba kendimize bir iğne mi batırmamız gerekiyor? Nitelik mi nicelik mi gibi zamanın asla eskitemediği sorulardan biri bu noktada da karşımıza çıkıyor. Evet, oyun üretebiliyoruz. Ancak ürettiklerimizin niteliği konusu hala tartışmaya epey açık bir alan. Elbette bu noktada tek problemin nitelik olmadığından da bahsetmek gerek. Nice yerli yapım tanıtım eksikliği, doğru pazarlama stratejilerinin izlenememesi gibi konular sebebiyle merceğimizden kaçabiliyor. Ancak tüm bunlar bambaşka ve çok daha uzun bir yazının konusu.
Ekosistemimiz Tam Bir Ying-Yang
2023 yılında bizleri bekleyen yerli yapım oyunlara geri dönecek olursak tamamı bağımsız ekipler tarafından hazırlanan bu projelerden daha şimdiden epey umut vadedenler de var. Henüz geliştirme aşamasında olmalarına karşın kendilerini bekleyen bir kitleye, meraklı takipçilere ve ayağı yere basan vaatlere sahip olan bu oyunlar sektör açısından da büyük potansiyellere gebe yapımlar. Yatırımların durağan seyrettiği şu koşullar içerisinde işleri elbette göründüğünden daha zor. Fonlama noktasını aşarlarsa önlerinin daha aydınlık olabileceğini düşünebiliriz. Yatırım alma noktasında özellikle Web3 ve blockchain tabanlı sistemler gibi trendleri projelerine başarılı bir şekilde entegre eden geliştiricilerin şanslarının çok daha fazla olduğu da açık. Ancak yatırımların durağanlaştığı, önümüzdeki yılda da durağan olmasının beklendiği koşulları unutmamak lazım. Koşullar böyleyken aradan sıyrılmayı başarabilen işler gibi, sendeleyen stüdyolar da görecek gibiyiz.
Bakalım, 2023 yılı Türk oyun sektörüne kazandırdığı yapımlarla bu ekosistemin altın yılı olmayı başarabilecek mi?